Salgınlar hayatın normal akışını durduran, toplumun büyük kesimini etkileyen, can kaybı, hastaneye yatış oranında büyük artış, kısıtlamalar ve maddi zararlarla seyreden, hızla yayılan büyük sağlık krizleridir. Salgın müdahalelerinin en önemli unsuru bilgi boşluğu bırakmamaktır. Salgından etkilenen kişilerle kurulacak iletişimde empati ile başlamak, endişeleri kaygıları korkuları kabul ederek, ne hissetiklerini anladığınızı ifade etmek çok önemlidir. Mevcut halk sağlığı tehdidi tanımlanarak, nasıl kontrol altına alınacağıyla ilgili gerçekçi vaatlerde bulunurken, belirsizlikleri de kabul etmek güven kaybının önlenmesi açısından gereklidir.

Salgın iletişimini yöneten kişi veya kurumların ilk sorumluluğu toplumdaki kaygının korkuya ve paniğe dönüşmesini önlemektir. Neyin bilinip neyin bilinmediğinin, salgının detaylarının, yayılma hızı ve sonuçlarının yer aldığı bir zaman çizelgesi oluşturulmalıdır. Halk sağlığı müdahalesi olarak hangi önlemlerin alındığı, neden ve nasıl yapıldığını anlatmak, paydaş olarak hangi kurumların yer aldığını, rol ve sorumluluklarını açıklamak, karar vermedeki ikilimleri ve salgın sırasındaki ortaya çıkabilecek ihtimalleri önceden bildirmek, bu kararların istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini sade bir dil ile açıklayarak, toplumun hazırlıklı olmasını ve sürece katılmasını sağlamaya yönelik bir yaklaşım tercih edilmelidir.